Joker: Kahkaha neyden Yana?

Edebiyat, Sinema ve Psikanaliz 12 Kasım 2019

Gösterime girdiği andan bu yana epeyce yankı uyandırmış, şaşırtıcı bir biçimde hemen her kesim tarafından sahiplenilmiş bir film Joker. Kapalı gişeler -Cem Yılmaz dururken?- , Arthur Fleck karakterinin Joker'e dönüşümünün sosyal medya hesaplarında kutsandığı kareler, alıntılanan cümleler, doğum günü partilerinde Joker gibi boyanan ve pozlanan yüzler... Neden olmasın? En nihayetinde çöplerin her tarafa yayıldığı kokuşmuş bir şehir, boş verilmiş bir düzen sahnesiyle açılan film, sonunda neredeyse ölümün, her türlü yıkıma açık bedenlerin kutsandığı, fanatizme varan histerik bir bulaşıcılıkla bitiyor. Filmin en sonunda Bir'i isteyen kitlenin, Bir'i Jokerle yarattığını izliyoruz. Ötekideki eksikliğin göstereni yok edilerek. Artık Öteki'de bir Bir var, her şeyin nedenini, nasılını açıklayan ve cevap veren Bir. O halde başkalık da yok. Böyle bir filmin tam zamanında, içinde bulunduğumuz şu zamanlarda ortaya çıkması ve yarattığı hatırı sayılır etki ise tartışmaya değer en önemli konulardan. 
Zeynep Özen Barkot, film eleştirilerindeki her zamanki özgün okuyuşu, zihin açan ve uyandıran analizleriyle bu filme de şimdiye değin değinilmemiş bir yerden, Joker karakterinin "zevk toplumuyla" olan ilişkisi hatta içiçeliği  üzerinden ışık tutuyor. Yazısının etrafında şekillendiği ve izleyiciye de yönelttiği soru zihnimizi epeyce meşgul edecek türden: "Bu meşhum kahkaha nereden gelip nereye gidiyor?"