Kadınsı üzerine düşünmenin bir biçimi olarak mekanın nasıl düzenlendiği sorusunu sorabilir miyiz ya da mekana dair dönüşümler bizi ister istemez kadınsı sorusuna çıkarır mı? Gerçek, Simgesel ve İmgeselin birbirine bağlandığı topolojik düğümleri üç boyutlu bir yüzeyin oluşumu olarak düşünürsek, evet. Ve bu yüzeyin ancak birden fazla kopuş sayesinde oluşabildiğini hesaba katarsak da kadınsının işlevi kaçınılmaz hale gelir.
Sevinç Beyza Toktay'ın mekan sorusunun bağlantıları üzerine düşünmeye devam ettiği bu yazısı ve yazıdaki dinamik sorgulamaları geçiş, karşılaşma ve buluşma alanlarının şehirdeki akıl almaz dönüşümlerine özne, güncel söylem ve toplumsal bağ kavşağında yeni bir soluk getiriyor. Kolektif hafızanın nirengi noktaları olan mekanların bir bir yok oluşu, sözün ancak bir tarihçede yer bulabileceği gerçeğini de geçersiz kılıyor ve ilişkilerin yeni biçimlerini hazırlıyor. Bir başka deyişle, kadınsının getirdiği farklılık ve namevcut olmaksızın benzerimizi imgesel eşimiz, uzantımız olarak yaşantıladığımız "bulunma hallerini".
Sevinç Beyza Toktay'ın mekan sorusunun bağlantıları üzerine düşünmeye devam ettiği bu yazısı ve yazıdaki dinamik sorgulamaları geçiş, karşılaşma ve buluşma alanlarının şehirdeki akıl almaz dönüşümlerine özne, güncel söylem ve toplumsal bağ kavşağında yeni bir soluk getiriyor. Kolektif hafızanın nirengi noktaları olan mekanların bir bir yok oluşu, sözün ancak bir tarihçede yer bulabileceği gerçeğini de geçersiz kılıyor ve ilişkilerin yeni biçimlerini hazırlıyor. Bir başka deyişle, kadınsının getirdiği farklılık ve namevcut olmaksızın benzerimizi imgesel eşimiz, uzantımız olarak yaşantıladığımız "bulunma hallerini".